Rahatlıkla okuyabilirsiniz. Kesinlikle SPOİLER YOKTUR!

Not: Rütin inceleme sistemimin dışına çıkacağım. İncelenecek çok fazla detay var, bu yüzden makalemiz uzun olacaktır. Alın çay, kahvenizi, kapın çekirdekleri ve okuyun. İyi okumalar.

Rahatlıkla okuyabilirsiniz. Kesinlikle SPOİLER YOKTUR!

Not: Rütin inceleme sistemimin dışına çıkacağım. İncelenecek çok fazla detay var, bu yüzden makalemiz uzun olacaktır. Alın çay, kahvenizi, kapın çekirdekleri ve okuyun. İyi okumalar.

GRAFİKLER: Unity oyununda maalesef optimizasyon konusunda sınıfta kalan Ubisoft, bu oyunda toparlamış. Grafikler efsane değil, fakat çok iyi. Üstüne üstlük bu sefer optimizasyon sorunu da yok. Bu sefer optimizasyon işini de layığınca yerine getiren Ubisoft amcamız grafik konusunda başarılı olmuş. Kutlarım. Sadece oynanış zamanı bazı detaylar göze batıyor ki, biraz daha iyi olabilirdi ama takılacak kadar da değil. Kısacası, muhteşeme yakın.

ATMOSFER: Antik Mısır şahane yansıtılmış. Yapımlar, o devrin ve mekanın kültürü, insanlar, hava, Senu isimli şirin mi şirin kuşumuz, gladyatör arenaları, hepsi birbirinden güzel. Ben normalde turuncu sise sahip oyunları beğenmem fakat Mısır`dan bahsediyoruz. Kumun ve turuncu çöllerin payitahtı adını almış Mısır topraklarından, başka bir atmosfer bekleyemezdim zaten. O devrin mimari yapıları oldukça iyi bir şekilde yedirilmiş oyuna. Öyle ki, yaratılmış dünya sizi sürekli şaşırtır ve güzel manzaraları sayretmeye davet eder. Karakterler oldukça renkli ve unutulmaz. Baş karakterimiz Bayek ise sandığımdan çok daha başarılı ve karizmatik olmuş. Kısacası, Efsane.

SENARYO: Karakterimiz Bayek, yaşayan son Medjay savaşçısıdır. Kaosun hükm sürdüğü Mısır topraklarında başlayan hikayemiz, Bayek`in Firavunun emrine karşı gelmesi ile başlıyor ve bizleri Cleopatra’nın kardeşi Ptolemy XIII`ün zamanına götürüyor. İşte bu noktadan itibaren hikayemiz şekilleniyor. Bu sefer düşman olarak Tapınak Şövalyeleri yerine Order of the Ancients isimli bir Tarikata karşı savaşıyoruz. Spoiler vermeden buraya kadar devam edebildim, fakat şunu söyleyebilirim ki oyunun Senaryosu oldukça güzel ve hoş. Zaten hiçbir oyununda klişe senaryo kullanmayan, kullansa dahi daha sonra bu klişe adına başlamış senaryomuz hep şekillenmiştir. Bu oyunda da yaratıcılığını ve dozunu iyi koruyan hikayemiz, bendeniz Terlan tarafından beğenilmiştir ve gereken puan arz edilmiştir. (Ne diyom la ben?) Bir de tabii günümüz hikayeleri var fakat onu geçin, oralar komple spoiler efendim. Hiç girmemem gerekiyor. Oynayıp görürsünüz.

OYNANIŞ: Geldik en çetrefilli kısıma. Arkadaşlar, oynanış hem iyi, hem de kötü. Neden mi iyi? Çünkü Ac3, Black Flag ve Rogue oyunlarında kullanılan fizik ve animasyon detayına benzer bir oynanış ile başbaşayız. Karakterimizin hareket etmesi, parkur yapması, saklanması gerçekten de Unity-Ac3 oyununlarının ortak kesişim küresinden oluşmuş olan güneşin çapını hesaplayı... Bir dakika, çok saptık biz. Ne diyordum? İşte oyunda kullanılan hareket fizikleri (koşma, yürüme, saklanma ve parkurdan bahsediyorum, dövüş kısmına sonra geleceğim) Ac3 ve Ac: Unity oyunlarında gördüğümüz fiziklerin karışımı gibi bir şey. Başka iyi olan ne var? Senu var. Şirin kartalımız Senu oldukça kullanışlı bir dostumuz olmasının yanı sıra, oynanışı da zevklendiren bir diğer unsurdur. Artı olarak oyuna eklenilen loot sistemi, hem iyi hem de kötü olmuş. İyi, çünkü çok fazla zırh ve silah görebilme fırsatımız var. Kötü, çünkü mantıklı düşününce Ac serisi için böyle bir özellik gerekli miydi? Tartışılır. Yine de kötü dediğime bakmayın, zevk meselesi bu. Sırf loot sistemi yüzünden oyundan puan kıracak değilim. Puanı neden kıracağım, biliyor musunuz? Yapay zeka. En sevdiğim kısım. Nice oyunlar bu yapay zekalar yüzünden alt+f4 yapıldı, kaç oyun yapımcısının annesi bu yapay zeka yüzünden yad edildi, siz söyleyin oyuncu kardeşlerim... Ah ulan ah… La olum tam karşında adam öldürdüm, "aa o ne biri mi öldü? Yok ya düşmüştür" diyorsunuz, görmüyorsunuz. İyi tamam her halde kör arkadaş, üstüne gitmeyeyim diyorum tam oradan kaçacakken "aa o uzaktaki assassin mi la? Alarm" diye ötüyorsunuz. Kardeş sizin derdiniz ne la? Yakını görme sorununuz mu var? Sakinim, sakin ol Terlan. Aynı bok Wildlands oyununda da vardı ama onun yapay zeka daha akıllıydı, bu oyundakiler ilkokul zihniyetine sahip robottan öteye değiller. Neyse, uzatmayacağım. Yapay zeka oynanışın tek ama ciddi bir sorunu.

HARİTA VE AÇIK DÜNYA: Oyunun en güzel bir başka kısmı da kocaman dünyası. Aslında bu dünya oldukça efsanevi olabilirdi, ama tek bir sorunu var: Bazı yerler boş. Ama harita genel olarak bakıldığında dolu. Oldukça fazla içerik sahibi dünyamız bu sefer bir ilke imza atmış ve yan görevleri de yaratıcı bir şekilde tasarlamış. Artı olarak haritamız bildiğin yaşıyor. Nasıl diye sorduğunuzu farkediyorum. Bildiğin yaşıyo la. İnsanlar sürekli farklı işlerle uğraşıyor, rütin hayatlarına devam ediyor. Hedefimiz olan herhangi bir kişi sürekli farklı davranışlar sergiliyor. Gah yemek yiyor, gah tabiri caiz ise sıçıyor, gah da uyuyor. Ya da askerlerini tembihliyor. Tabii bu örnekler oldukça farklı ve çeşitli, oldukça da eğlenceli ve oynanışa renk katmış. Öte taraftan harita sürprizler ile dolu. Aniden önünüze çıkan yan görevler, haritada çeşitli sandıkları barındılar ? işaretli mekanlar (The WItcher 3 ve Ghost Recon Wildlands tarzı), sizi gafil avlayan vahşi hayvanlar, aniden çalkalanan isyanlar ve saldırılar derken oyun kendini çok az tekrar ediyor. Bu örnekler de uzayıp gider arkadaşlar, kısacası: Haritamiz çok büyük, bazı kısımlar haricinde gayet zengin içeriğe sahip, farklı olayları farklı yerlerde ve beklenmedik anlarda önümüze koyacak şekilde tasarlanmış, canlı kanlı bir dünyadan oluşuyor. Sana puanım 10 kanka.

DÖVÜŞ SİSTEMİ: Oyunda beğenmediğim birkaç kısımdan biri de bu. Öncelikle dövüşmek çok zor, ki bu zorluğu severim. Oyun sizi gizliliğe itiyor, buraya kadar iyi. Fakat illa dövüşmek zorunda kaldığınız zamanlar oluyor. Şikayetim burada başlıyor. Şunu kabul edelim, Ac evreni pek gerçekçi bir evren değil, fakat bir The Witcher evreni de değil. Aşırı hızlı tepkiler veren dövüş sistemi bu oyunun tarzı değil. (Bkz: Syndicate), ha Unity`de gördüğümüz o hantal ve yavaş dövüş sistemi de pek iyi değildi, ama dodge yapmak, ışık hızında geriye savrulmak, yanlara kaymak, anında darbe vurmak oyunun ciddiyetine vurulmuş bir darbedir. Uzaktan kumandalı oklara ise denilecek tek bir lafım yok. Yani maalesef, bakın bu kısmın kişisel düşünce olduğunu VURGULUYORUM, maalesef bana göre dövüş sistemi bu oyunda olmamış. Zevkler illa ki farklıdır, illa ki bu sistemi beğenip sevenler olacak ama ben onlardan biri değilim.

DETAYLANDIRMA: Detaylarla ilgili daha fazla bilgi verirsem spoiler olur, fakat oyunda bineğimiz olan atlar ve develere değinmeden geçmeyeceğim. Aslında pek öyle mucizeleri yok fakat oyunumuzda tekrar at görmek beni oldukça duygulandırdı. Tabii klişe oynanışımız yasalarına göre atlar yine şehirde yavaş, şehir kenarında ise hızlı koşabiliyor. Çok şaşırdınız, değil mi?

MÜZİK VE SESLENDİRME: Bayek başta olmak üzere bütün karakterlerin seslendirmesini beğendim, müzikler ise her zamanki gibi kendi görkemini korumayı başarmış. Ubisoft seslendirme ve müzik konusunda mevkini koruyor diyebilirim.

GENEL: Arkadaşlar, çok uzun oldu ama inanın bana oyunun üçte birini bile anlatamadım. Özetleyecek olursak, Ac evrenini seven ve bu evrene aşina olan bütün oyuncular, hafif RPG unsurları ile tatlandırılmış bu aksiyon-macera-tarih oyununa mutlaka bir şans vermeli. Şu anki parasını bile hakeden bu oyun, indirimli haliyle asla affedilmemesi gereken oyundur.

Tebrikler, Ubisoft. Akıllandın gibi, ha?:)